Okuduğum En İyi Borsa Kitapları

Yakın zamanda bir arkadaşım borsa ile ilgili hangi kitapları tavsiye edebileceğimi sordu. Dün bir kez daha aynı soruyla karşılaşınca bende şimdiye kadar okuduğum borsa kitaplarını paylaşmanın iyi bir fikir olacağını düşündüm. Bu yazıda 6 adet kitaptan bahsedeceğim. Bunlar sıkıcı ders kitabı niteliğinde kitaplar değil. Daha çok bu işin felsefesini almaya yardımcı kitaplar. Ben hepsini okurken çok keyif aldım, umarım siz de alırsınız. Sizin eklemek istedikleriniz varsa muhakkak yazın, çok memnun olurum.

1. Reminiscences of A Stock Operator by Edwin Lefevre
 Jesse Livermore adlı ünlü Amerikalı brokerın çocukluktan itibaren piyasalar ile olan hikayesini anlatıyor kitap. 1923'te yazılmış olmasına ramen anlatılanlar bugün piyasalarda hala geçerli. Kitap günümüzün konu ile ilgili başyapıtı kabul ediliyor. Dolayısıyla bende ilk sıraya bu kitabı koyuyorum.







2. Buffett: The Making of An American Capitalist by Roger Lowenstein
Warren Buffet'i bilmeyeniniz yoktur diye tahmin ediyorum. En azından benden birkaç kez duymuşsunuzdur. Bu kitap Amerika'nın en istikrarlı kazanan adamının (aynı zamanda en zenginlerden biri) piyasalara yaklaşımını anlatıyor. Jesse Livermore daha bir spekülatör gibi gözükürken Buffett uzun vadeli yatırımları ve şirket değeri odaklı, temel verilere dayandırdığı alım satımları ile yatırımcı olmayı amaçlayanlar için daha uygun bir rol model.





3. Market Wizards: Interviews with Top Traders by Jack D. Schwager
Kitap Amerika'da yaşayan gelmiş geçmiş en iyi kabul edilen traderlar ile yapılan röportajların toplamından oluşuyor. Traderlar enteresan adamlar ve hepsinin takip ettikleri dikkat ettikleri noktalar farklı ancak ortak bir noktaları var, hepsi kazanıyorlar. Yakın zamanda yenisi de çıkmış. 








4. Intelligent investor by Benjamin Graham:
İlk üç kitabı okuyup felsefe ve psikoloji olarak olayı anladıktan sonra yavaş yavaş işin matematiğine inmek istediğinizde iki temel yöntem var. Birincisi temel analiz, şirket finansal raporları ve genel ekonomik gidişata göre yorum yapılan daha uzun vadeli yatırımcılar için daha uygun olan bir yöntem. Graham Bu kitapta temel analizle ilgili hemen herşeyi çok net anlatıyor. Biraz fazla Amerika'dan örnekler içerdiği için ve epey uzun olduğu için sıkıcı gelebilir ancak mutlaka okunmalı. Warren Buffett temel analizin en iyi uygulayıcısı kabul edilir. Kendisi zaten Benjamin Graham(yazar)'ın öğrencisidir ve bu kitap için "okuduğum en iyi kitap" demiştir. Amazon'daki versiyonunda Buffett'in önyazısı mevcut.


5. Teknik Analiz Mi Dedin Hadi Canım Sende - Ali Perşembe
Birinci metoda temel analiz demiştik. İkinci ana metod ise teknik analizdir. Bu metod mevcut fiyatların bütün temel analiz yapılarak elde edilebilecek yorumları içinde barındırdığını dolayısıyla sadece fiyat hareketlerini takip ederek yorum yapılabileceğini söyler. Ali Perşembe 4 ciltlik serisinde konuyu, tarihini ve kullanılan araçları çok güzel ve basit bir dille anlatmış. Grafiklerden birşeyler anlamak isteyenlerinin okuması gereken faydalı bir seri.





6. Sermaye Piyasası Borsa Menkul Değerler - Muharrem Karslı
Muharrem Karslı Türkiye'de IMKB'nin kurucu başkanı. Kitap Türkiyede sermaye piyasası ve borsalar ile ilgili neredeyse sorabileceğiniz bütün sorulara cevap niteliğinde yazılmış. Dolayısıyla biraz uzun ve zaman zaman sıkıcı, tamamını okumaktansa kütüphanede bulundurup merak ettikçe bakmak daha mantıklı. Tam bir bilgi kaynağı.






Bunlar dışıda başka listeler görmek isterseniz, aşağıdaki linklere bakabilirsiniz.
- Forbes: Best Books on Investing.
- Beginnerinvest.about .com: Top 10 Investment books.
- Investopedia: Top 5 Investment books for Young Investors.
- CNNMoney: BEst Books for Beginning Investors.

Borsa Türk - Ekonomi blogundaki kaynak tavsiyeleri başlığı altındaki listeyi de gözden geçirmenizde fayda var. Liste oldukça kabarık ve iyi hazırlanmış.


Gerçek Mühendis-2: Ali İhsan İlkbahar

    Geçtiğimiz günlerde Ford Otosan'ın Çağdaş Düşünce Topluluğu ile beraber organize ettiği "Kökler" konulu söyleşiye katıldım. Konuşmacı Ali İhsan İlkbahar, dinleyenler ise başta genel müdür ve yardımcıları olmak üzere çoğunlukla Ford Otosan çalışanlarıydı.

    Konunun "kökler" olarak seçilmesi enteresandı. Şirketlerin ağaçlara benzediğinden ve büyüyebilmek için köklerinden beslenmeleri gerektiğinden bahsedildi. Ali İhsan İlkbahar "kök" kavramının içini gerçek anlamda dolduruyor, kendisi 53 yıllık Otosan tarihinin 48 yıllık bölümünde mühendis, müdür, genel müdür ve yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuş "gerçek bir mühendis". Hakkında daha ayrıntılı bilgi ve yaptığı diğer görevleri öğrenmek için  İTÜ de yaptığı yerli oto üretmek ile ilgili konuşmayı izleyebilirsiniz.  Videodaki konuşmasında dikkatinizi çekmesi gereken başka bir detay, 30 dakikalık konuşması boyunca sadece veriye dayalı ve hep yeni şeyler söyleyebilmiş olmasıdır ki bana göre kolay bir iş değildir.

    Söyleşiye dönecek olursak, çocukluk yılları ve Otosan'a ilk giriş hikayesiyle başladı. Otosan yıllarına geçmeden önce  Prof. Shoji Shiba'nın şirketler için kurguladığı 3 tip gelişime şeklinden bahsetti. Buna göre şirketler belli bir süre sonra zıplama yapamazlarsa ciro ve karlılık olarak düşüş periyoduna giriyorlar(en sağdaki grafik), girmemek için ise Shiba'nın breakthrough diye adlandırdığı ekstra bir çabaya ihtiyaçları var. Breakthrough 3 şekilde olabiliyor.
1. Yeni bir ürün
2. Yeni bir pazarlama stratejisi
3. Yeni bir proses

    Ali İhsan Bey Otosan yıllarını işte bu konsept üzerinden kendine göre belirlediği Otosan Breakthrough'ları ile anlattı. Bunlar,
1. Anadol'un üretilmesi. 1966 (Yeni bir ürün)
2. 1972-1976 Derlenip Toparlanma Yılları (Yeni proses)
3. İnönü Fabrikasının Kurulması. 1978-1982(Yeni ürün, Yeni Proses, Yeni Pazar)
4. Taunus Projesi (Yeni Ürün)
5. Transit Connect ve Kocaeli Fabrikasının Kurulması ( Yeni Ürün, Yeni Pazarlama Stratejisi) idi.
Son olarak ta bütün bunları Shiba'nın tavsiyesine uymak için değil mecburiyetten yaptıklarının altını çizdi.

    Ayrıca Otosan'ın geleceği için de önemli değerlendirmelerde bulundu Ali İhsan Bey:

- Kendisi Connect'in İspanya'ya kaptırılmasına çok kızmış. (Duvar Kağıdı Otosan Kocaeli fabrikası olan bir kişi için Connect'in anlamı büyük olsa gerek.)
- Yeni (daha küçük ticari araç) model için para "kazandırmaz, araç nekadar küçük olursa okadar az para kazanırsınız" dedi.
- Bundan sonra başarının şirketlerin sahip olduğu patent sayısıyla ölçüleceğini, mühendislik becerilerinin Ford Otosan için çok daha önemli hale geleceğini söyledi.
- Dizayn kabiliyetinin yükseltilmesi gerektiğini belirtti.
- Sadece Türkiye pazarı ile büyümenin mümkün olmayacağını dolayısı ile ihracat ağırlıklı üretim için strateji oluşturulması gerekliliğini hatırlattı.

    Otosan Gölcük Fabrikası yanında bulunan Koç Vakfı Misafirhanesindeki gecenin tek kötü tarafı 2,5 saatlik eve (Eskişehir'e) dönüş yolculuğuydu. Çok basit canlı yayın yöntemleriyle bizim bu söyleşiyi Eskişehir'den canlı olarak izleyebileceğimizi, Ali İhsan Bey hafif körelen yenilik hevesimizi tekrar canlandırdığında, dönüş yolunda farkettik.

    Bir ufak detay: Ali İhsan bey'in Oğlu Alper İlkbahar ABD Sandisk firmasında Vice President, 3D Memory Group olarak görev yapıyor ve kendine ait 20 adet patenti olduğunu da Ali İhsan Bey den öğrendik. Böyle babaya böyle çocuk yakışırdı zaten. Ancak Ali İhsan Bey "İki çocuğumda malesef ABD'ye hizmet ediyor" diyerek rahatsızlığını belirtmeden geçmedi.


Girişimci Baybars Altuntaş ve Girişimci Angutyus



      
 İşte size iki farklı girişimcilik hikayesi. Gerçek girişimcilerin nasıl insanlar olduğunu, nelere değer verdiklerini nelere vermediklerini, hayata nasıl baktıklarını anlamak için bu iki kitap beraber okunmalı :)

Baybars Altuntaş, çocukluğundan beri kafasının satış a yönelik çalıştığından, herkes okurken kendisinin Alman franchising yetkilisine faks çektiğinden ve üniversite hayatı boyunca yaşadığı girişimcilik maceralarından ve sonrasında Obama'nın davetine kadar uzanan maceralardan bahsetmiş kitabında.

Bambaşka bir ortam ve bambaşka bir zamanda Angutyus, kendi "girişimcilik" hikayesinden bahsediyor Bir Apaçi Masalında. Yazar Angutyus, ailesinin okumasını istemesine ramen nasıl garsonluk vs yapmaya başladığını, güney sahillerde turistik mekanlarda neler yaptığını ve sonrasında bağlantılar kurarak birkaç kızın peşinden nasıl Avrupaya gittiğinden bahsediyor kitabında.

Birçok ortak noktaları var aslında ancak ben birkaç tanesini sıralayayım.
- İkisi de sonrasını düşünmeden o an fırsatı görüp işe koyulanlardan.
- İkisi de hedef sadece para kazanmak değil aynı zamanda kendilerini geliştirmek yeni şeyler yapmak.
- İkisinin hayatında da diğer insanlar önemli ancak kendileri kadar önemli değil.
- İkisinin de insan ilişkileri kuvvetli.
- İkisi de kendini övmeyi seviyor.
- İki kitap ta en iyiler listeme giremiyor.

Angutyus'un kitabı biraz daha akıcı daha keyifli ve enteresan bir hikaye, Altuntaş'ta ise iş hayatına dönük tavsiyeler vs var. Ben olsam Pazar sabahı Angutyus okur, akşama kadar gezip tozduktan sonra akşam P.tesiye hazırlık olarak Altuntaş ın kitabını okurdum.  İki kitabı bir arada okuyunca gerçek girişimcinin profili daha net çıkıyor ortaya. Yoksa olay girişimcilik kitaplarında anlatılanlar değil bana kalırsa :)


Kitap: Benden Sonra Devam - Akın Öngör


Akın Öngör 1991-2000 yılları arasında Garanti Bankası Genel Müdürlüğünü yapmış ülkenin önde gelen bankacılarından birisi. 2010 yılında çıkardığı kitapta yönetici adaylarına 9 yıllık genel müdürlüğü döneminde başından geçenleri anlatarak gençlere başarının "ipuçlarını" vermeyi amaçlamış.

Kitapta neyi nasıl yapılacağını anlatmak yerine Akın Bey bol bol hayata geçirdiği projeleri, kendi uygulama tarzını anlatmış ve okuyanın bunlardan dersler çıkarmasını sağlamış ki eğitici kitaplara göre çok daha başarılı bir yöntem olduğunu düşünüyorum. 
Sadece başarıları değil kriz zamanlarını ve belli başlı yaşanan yönetim krizlerini de paylaşmış kitapta. Mesela birtanesi, 12 milyon dolarlık bir hazine zararıyla ilgili, bir başkası Ayhan Şahenk'in Yıllık raporda GM yazısını görmesi ve sonrasında gelişen olaylar ile ilgili.

Patronla ilişkileri, devletle ilişkileri, yurtdışında bankayı tanıtmak için yaptığı çalışmalar, çalışma arkadaşlarıyla ilişkileri, yönetim anlayışı, teknolojiye verdiği önem gibi birçok konuyla ilgili bol bol anılar paylaşmış ancak burda hoşuma giden birtanesini sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Bu hikaye aynı zamanda kitabın nasıl bir beynin ürünü olduğunu da ortaya koyuyor.(s: 95)

"... İlginç bir örnek de 1998 senesinde yine Londra' da oldu. Management Center Europe yüzlerce bankacıya verdiği konferansta "ilişki bankacılığı" konusunda beni konuşmacı yapmıştı. Westminster 'da Queen Elizabeth II Kongre Merkezi salonlarındaki konferans için güzel bir sunum hazırlamıştık.. Önce "ilke kültürü ile ilişki kültürü farkını" anlatıp ardından bankacılıkta müşteri ile ilişki bankacılığından bahsedecektim. Sayısı 150 kişiden fazla olan katılımcılar da "Nereden çıktı şimdi bu Türk?" diye düşünüyor olmalıydılar. Büyük kısmı mutlaka önyargı sahibiydi... Onları şaşırtmam, ilgilerini toplamam gerekliydi. Garanti Teknoloji'den destek için gelen uzman arkadaş gerekli hazırlığı bitirdikten sonra kendisine 4'üncü slayttan sonra beni cep telefonumdan aramasını istedim. Hayretle yüzüme bakmış, bu isteğime bir anlam verememişti... ama onu sıkı sıkı tembihledim.

Sunum başlayarak kültürler arası farkı anlatırken usulca cep telefonumu açarak podyuma mikrofonun yanına koydum... derken 4'üncü slaytta "zırrr!" telefonum çaldı. Beni kınayan, hayret dolu bakışlar arasında herkesten özür dileyerek telefonu açıp kürsüde konuşmaya başladım...İzleyenler "gelişmekte olan ülke bankacısı" adına, yani benim adıma utanç duyuyor gibiydiler... İngilizce olarak "Evet efendim benim... Sayın başbakanım saygılar efendim... evet... yurtdışındayım ama buyurun efendim... yakınınız mı... nerede, hangi görevi istiyor... tamam efendim hemen yapıyoruz..." diye devam ederken birden büyük alkış koptuç Benim bir kurguyla onlara kişisel ilişki kültürünü anlatmaya çalıştığımı anlamışlardı... Alkışlar uzun sürmüştü: dikkatleri toplamayı başarmıştım... Sunum güzel devam etmiş ve başarıyla sonuçlanmıştı. ..."

Keyifle okuğum birbaşka kısım ise GM olduktan belli bir süre sonra Patron Ayhan Şahenk ile kendi maaşını müzakere edişi. Bir amerikan atasözü olan "Hak ettiğinizi değil müzakere ettiğinizi alırsınız.." deyişi ile özetlemiş bu süreci. (s:231). 

Kitap tabiki okuduğum en iyi kitaplar listesine aşağı sıralardan da olsa girdi. Herkese tavsiye ederim. 

Mühendis - İşletmeci

Eskiden maillerde daha çok dolaşırdı böyle yazılar. Mail paylaşımlar önemli bir meseleydi. O dönemlerden kalma bir mail aşağıdaki. 


Geçenlerde biryerlerde bir yazı okumuştum. Dünyada herkes birşeyler yapıyor ama esas insanlığı her alanda bir adım ileri götüren her alandaki mühendislerdir mealinde bir yazıydı. Komik bir örneği olduğu için paylamak istedim:


Üç İşletmeci ve üç Mühendis iş icabı trenle bir seyahate çıkacaklardır. Tren garında üç işletmeci üç bilet aldığı halde, mühendisler yalnızca bir tane alırlar. İşletmeciler bunun sebebini sorduklarındaysa, 'Bekleyin ve görün' derler. Trene binerler,bir süre sonra üç mühendis kalkıp beraberce tuvalete gider. Kondüktor gelir, üç
işletmeciden üç bileti aldıktan sonra tuvaletin kapısını çalar,'biletiniz lütfen' der. Mühendislerden biri eliyle bileti dışarı uzatır.

İşletmeciler de bunu görürler. Artık taktiği kapmışlardır. Dönüş zamanı gelmiştir,yine gardalardır.İşletmeciler gidip bir bilet alırlar. Bakarlar mühendisler bu sefer hiç bilet almıyor, şaşkınlıkla yine sebebini sorarlar, 'Bekleyin ve görün'der yine mühendisler. Yolculuk başlar. İşletmeciler beraberce kalkıp tuvalete giderler, ardından da mühendisler de karşısındaki tuvalete. Kondüktorun gelmesine yakın,mühendislerden biri dışarı çıkar, karşıdaki tuvaletin kapısını tıklatıp 'biletiniz lütfen' der. Açılan kapıdan bir el bileti uzatır. Bileti alan mühendis diğer tuvalete geri girer.