Kitap: Benden Sonra Devam - Akın Öngör


Akın Öngör 1991-2000 yılları arasında Garanti Bankası Genel Müdürlüğünü yapmış ülkenin önde gelen bankacılarından birisi. 2010 yılında çıkardığı kitapta yönetici adaylarına 9 yıllık genel müdürlüğü döneminde başından geçenleri anlatarak gençlere başarının "ipuçlarını" vermeyi amaçlamış.

Kitapta neyi nasıl yapılacağını anlatmak yerine Akın Bey bol bol hayata geçirdiği projeleri, kendi uygulama tarzını anlatmış ve okuyanın bunlardan dersler çıkarmasını sağlamış ki eğitici kitaplara göre çok daha başarılı bir yöntem olduğunu düşünüyorum. 
Sadece başarıları değil kriz zamanlarını ve belli başlı yaşanan yönetim krizlerini de paylaşmış kitapta. Mesela birtanesi, 12 milyon dolarlık bir hazine zararıyla ilgili, bir başkası Ayhan Şahenk'in Yıllık raporda GM yazısını görmesi ve sonrasında gelişen olaylar ile ilgili.

Patronla ilişkileri, devletle ilişkileri, yurtdışında bankayı tanıtmak için yaptığı çalışmalar, çalışma arkadaşlarıyla ilişkileri, yönetim anlayışı, teknolojiye verdiği önem gibi birçok konuyla ilgili bol bol anılar paylaşmış ancak burda hoşuma giden birtanesini sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Bu hikaye aynı zamanda kitabın nasıl bir beynin ürünü olduğunu da ortaya koyuyor.(s: 95)

"... İlginç bir örnek de 1998 senesinde yine Londra' da oldu. Management Center Europe yüzlerce bankacıya verdiği konferansta "ilişki bankacılığı" konusunda beni konuşmacı yapmıştı. Westminster 'da Queen Elizabeth II Kongre Merkezi salonlarındaki konferans için güzel bir sunum hazırlamıştık.. Önce "ilke kültürü ile ilişki kültürü farkını" anlatıp ardından bankacılıkta müşteri ile ilişki bankacılığından bahsedecektim. Sayısı 150 kişiden fazla olan katılımcılar da "Nereden çıktı şimdi bu Türk?" diye düşünüyor olmalıydılar. Büyük kısmı mutlaka önyargı sahibiydi... Onları şaşırtmam, ilgilerini toplamam gerekliydi. Garanti Teknoloji'den destek için gelen uzman arkadaş gerekli hazırlığı bitirdikten sonra kendisine 4'üncü slayttan sonra beni cep telefonumdan aramasını istedim. Hayretle yüzüme bakmış, bu isteğime bir anlam verememişti... ama onu sıkı sıkı tembihledim.

Sunum başlayarak kültürler arası farkı anlatırken usulca cep telefonumu açarak podyuma mikrofonun yanına koydum... derken 4'üncü slaytta "zırrr!" telefonum çaldı. Beni kınayan, hayret dolu bakışlar arasında herkesten özür dileyerek telefonu açıp kürsüde konuşmaya başladım...İzleyenler "gelişmekte olan ülke bankacısı" adına, yani benim adıma utanç duyuyor gibiydiler... İngilizce olarak "Evet efendim benim... Sayın başbakanım saygılar efendim... evet... yurtdışındayım ama buyurun efendim... yakınınız mı... nerede, hangi görevi istiyor... tamam efendim hemen yapıyoruz..." diye devam ederken birden büyük alkış koptuç Benim bir kurguyla onlara kişisel ilişki kültürünü anlatmaya çalıştığımı anlamışlardı... Alkışlar uzun sürmüştü: dikkatleri toplamayı başarmıştım... Sunum güzel devam etmiş ve başarıyla sonuçlanmıştı. ..."

Keyifle okuğum birbaşka kısım ise GM olduktan belli bir süre sonra Patron Ayhan Şahenk ile kendi maaşını müzakere edişi. Bir amerikan atasözü olan "Hak ettiğinizi değil müzakere ettiğinizi alırsınız.." deyişi ile özetlemiş bu süreci. (s:231). 

Kitap tabiki okuduğum en iyi kitaplar listesine aşağı sıralardan da olsa girdi. Herkese tavsiye ederim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder